21 Ocak 2009

bi sittir git ülkesi

adam ve karısı ömrü boyunca memuriyette çalışıp bir ev alabiliyorlar. belki şanslılar, belki biraz daha az harcayıp, ordan burdan kısarak bir araba alıyorlar.. apartman hayatında pek komşuluk olmasada, adam komşuluk ilişkilerine inanan eskisi gibi olmasada komşuluğun önemli olduğunu düşünen biri.
ama bir komşusu var, görünce yolunu değiştirmeye çalışıyor. tek kaş, simsiyah yüz, akraba evliliği olma ihtimali yüksek bi bünye.. sonra adam komşusuna yaklaşmak istiyor. herkes böyle davranırsa bu adam nasıl düzelir? diye düşünüyor. komşusuna bi kaç gün "iyi günler", "günaydın", "iyi akşamlar" diyor gülümseyerek. komşu suratına bakmadan "hee" diyor. "insanlık yaramıyor ama budamak lazım böylelerini" diye düşünüyor adam yılmıyor. bi gün mahalle bakkalına bu adamı soruyor kimdir? nedir? ne iştir? diye..

bakkalın dediğine göre komşu kişisi zamanında doğudan gelip şuan apartmanın olduğu arazide koyunlar bile otlamazken çitle çevirip "burası benim mua gorum" demiş ve bide gecekondu dikmiş.. devlette bi seçim arefesinde hemen tapu dağıtmış gariban(!) vatandaşına.. Komşu kişisi bu araziyi müteahhite verip 3 daire almış. şimdi komşu paşalar gibi yaşıyormuş bakkalcının dediğine göre.. işi güçüde yokmuş..

adam bunları öğrenince komşusuna bi ton küfür etmiş, ardından devlete.. Sonra düşünmüş "biz niye çalışıyoruz? gidip bi tarlayı tel örgüyle çevirsek ya..."

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel olmuş Kandıralı. Diyecek çok birşey yok tabii, kaybedenlerin kayıp ülkesi Türkiye.
Hepimizi umutsuz, inançsız, madden ve manen sersefil etmiş yer; yurdumuz.

Dobrowski dedi ki...

o kadar çok sebep varki bu memleketten gitmek için. deliriyor insan..