24 Temmuz 2013

Üniversitenin ilk yıllarında ankara’dan nefret ederdim. Şairin dediği tribe girerdim hep, “denizi olmayan şehirde nasıl yanaşır söyle?”. Zamanla alıştık ankara’ya, hatta güzel bile gelmeye başlamıştı.
Meclis parkında tuborg içine limon sıkıp içmeler, elmalı topitopla biranın tadının güzel olduğu tek yerdi mesela ankara. Parasız kalışlar, beşevlerden kızılaya yürüyüşler. Ego kartını dolduramayıp soğuk ankara kışında götümüzün donması filan o kadar da kötü gelmiyordu mesela.. para olsa bile ekmek yerine bira aldığımız da oldu..
Geçen hafta sonu yüksel caddesinde yürürken baktım ankara hala aynı. O yükseldeki kaldırım çalışmaları bile hala bitmemiş mesela. Bu arada eryaman metrosuda bitmemiş diye duydum. Ne efsane metrodur o. Okul bitti emekli olucaz hala metro..
Özlemişiz ankarayı.. altımızda arabamız vardı fakat  arkadaşım, bi durakta olsa ankaraya binsek mi la dedi. Hemen tribe girdik, bolu dağında başlamıştı cümle sonuna la getirmeler filan. Hahaha okurken böyle değildik la.
Okulumuza gittik, reisler gazide bizi sıkıştırmasın diye temkinliydik inanın.. ramazanda okulun bahçesinde sigara bile içtik la çok değişmiş gazi..
Sonra izmite doğru yola çıktık ve sakarya taraflarına doğru hava kirliliğini öyle fark ettik ki bi sigara yakıp küfür ettik.. dumandan görünmeyen eski ankaradan bahsediliyor ya bu izmit bi başka dostum!


22 Mayıs 2013

gidememeler cumhuriyetinden selam olsun..
gargara yapıp durduk, üstüne soda içtik.. yalan la tuborg gold dolu günler. bira arası yapıştırılan tekilaysa eğer  yolu kaybettik. taksici eve taşıdı bazen. caddede sızdık yere yığıldık. işe kafam güzel mi gitmedim, gidip üstüme mi kusmadım.. 
apaçi gibi miydim neydim aynaya bile bakmadım ya la.. 
gerçi baksak ne değişecekse..

aynaya bakarak sigara içmek yalnızlığındayım.. off fena halde kaybedenler klübü oldu..
üstüne oturmaktan neticem ağrıdı..
hadi siz dinleyin şunu..


Patty Griffin/ Robert Plant - Jools Holland


18 Mayıs 2013


Hayatı ıskalama lüksün yok senin... Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. 
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET

4 Şubat 2013

bsg




yaa işte hacı abi. bu mına koduum hayatı neler gösteriyormuş insana.. belki bu daha ne belli deiil. bu postunda amk burdan gidiyorum