26 Ekim 2012


çay neden itici geliyor ki kadınlara?
kahve çok mazın geliyor onlara ama çay onların gözünde başarısız erkek gibi bir şey..

"hadi iç de kay koyayım.."

23 Mayıs 2012

...
Halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi
...

11 Nisan 2012

Üçüncü Türden Yakın İlişkiler - Başlangıç


Bu ekibi ilk Uğur Uludağ'ın, Gökhan Semiz'le kanka olmasından bildim ben. Tanrım beni baştan yarat'ı izledim ilk.. Çok sağlam ve ulan oturup ne muhabbet ederiz diyebileceğiniz adamlar.. Tavsiye olunur..

izmit'te biletix filan yok onu bildireyim önce. böyle duvar ilanlarıyla veya internetten haberiniz olursa gidip izleyebilirsiniz..
Hadi iyisiniz ben varım bu sefer. bilet almamda sıkıntılı bi süreç oldu, belirtilen kitabevinden alacaksanız nakitle gidin, kredi kartı geçmiyor.
ben kredi kartını uzattım amca "ufo gören masum köylü" gibi baktı karta. gidip nakit çekeyim dedim, kitabevi, işbankın çarşıda bulunan 2 atmsininde tam ortasında sanki, ne tarafa yürüsem bilemedim. para çekip döndüm bileti almaya, hafta sonu 19:15 civarıydı kapanmış kitapçı.. aklıma gelmişti zaten bi gudubetlik olur diye..

son tiyatro maceram, büyükşehir belediye tiyatrosunda, Guguk Kuşu'nu izlemeye diye cumartesi çıktık. öğlen 3 ve akşam 8 olarak iki oyun var aynı gün. biz yetiştik diye 3e bilet alalım dedik. 15 dk. sıra bekledikten sonra, yer kalmadığını söyledi görevli. üzerinden 5 dakika geçmeden 8deki oyunda doldu. ulan bu kadar mı tiyatro gönüllüsü var.. gişe önü boşalınca önümüzdeki hafta sonu için bilet almak istiyorum, çünkü bilet almak büyük uğraş Kocaeli'de. Haftaya yer yok cevabını alıyorum. Ulan bi hafta sonraki oyuna şimdiden geç kalmışız deyip boynu bükük sinemaya The Artist'i izlemeye gidiyoruz.. Salon bomboş..

İzmit'te herkes as yapsada, sanatın ve sanatçının yanındayız fakat her daim gudubetlik devam ediyor hacı abi..

28 Ocak 2012

Evrenin sırrını verecek değiliz, ama..



Bloglamaya ara verince ne yazacağınıda bilmiyor insan.
Günlük koşturmaca içinde bazen akla geliyor bir şeyler yazmak, sizleri kendimden mahrum bıraktığım düşüncesi akılda yer ediyor. blogger’ın borsadaki hisselerinin değer kaybetmesi, zaytgast vikilik belgelerinin açığa çıkması, blogu bırakıp twitter ve feysbuka yönelmemden kaynaklı o sitelerin daha popüler olması, kaddafi’nin yokluğuma dayanamayıp acılar içinde ölmesi filan hep aynı döneme denk geliyor.
Bu acılara bir son vermek istedim.

Efenim bok gibi giden hayatımda tüm gudubetlikler yine beni buluyor. Bense hepsinden kaçacağımı sanıp rakıyla yıkanıp, vodkayla saçlarımı tarıyorum.
Alkolik oldum mu acaba?

Sigaraya yeniden başladım yokken. Sigara şirketlerinin, bloga yazmadığım dönemde karlarının düştüğünü gözlemledim. Bunun sebebi; sigarayı bırakmam olabileceği gibi, yazdıklarımı okuyanların efkardan sigaraya yönelmeleri seçeneğinide es geçmiyorum. Sigarayı bırakırken sakız çiğnedim azizim, Sakız. Nikotin sakızı dedikleri nane. Hani bıraktıktan sonra hiç aklıma gelmiyor, diye triplere giriyorlar ya. Külliyen yalan inanmam.
Uzun zamandır içiciyse kesinlikle canın çekiyor ama bi süre sonra unutuyorsun alışkanlığını. Fakat sigara içmenin zevkli olduğunu bildiğinden yine seni cezbediyor. Neyse 3 gündür filan 1 paket sigarayı bitiremesemde artık sigara içiyorum. Sigara şirketleri rahat edebilirsiniz, yazı bile yazdım daha ne yapaydım.

Sevdiğim kadının ağzına sıçmamdan bütün bunlar. Sigarayı yine bırakabilirim, traş olur, duş alırım ee sonra? Sonra yanında hayatının kadınını görmek ister insan ama göremez, aynı kısır döngü başlar..

Ha bu arada bıyıklarım acaip uzadı, sigara içmeyede başladık ya sararır diye korkuyorum. Bildiğin bıyık var la bende. Sakalda var yeni yetme solcu gençler gibi.

İzmit istanbul arası otobanda yol açık, kar erimeye başladı.
Sevgiler hepinize efem.