29 Eylül 2009

noluyor noluyor..*

iş hayatına başlamadan önce gezmeli kafa dağıtmalı bol bol piiz yapılmalı felsefesiyle dün akşam yola çıktım. çıkmadan pamukkale turizmi aradım ki yer ayırtayım. peki dediler ayırttık yerinizi. çarşıya gidip geç kalacağımı anlayınca adamı aradım bilet sakata gelmesin dedim. "tamamdır aabi olmaz öyle şey bizde" dedi. otobüsün kalkış saatine 5 dakika kala gittiğimden çemkiremedim fazla benim bileti "onlayn almışlar aabi" baktım taklaya geliyoruz monitörden bayan yanları boş gözüküyor 3 tane başka boş yer yok arabada. evden çıkmışım bi kere kesin gitmem lazım. "bayanları yanyana oturtsak" diye o an çok parlak bi fikirmiş gibi heyecanlandım. adam "onu denicez aabi zaten" dedi. oysa bi tek ben düşünmüştüm sanki onu o an öyle istemiştim. bütün otogar beni alkışlayaydı...

otobüs geldi önce hosta, sonra bagajcı çocuğa, sonra şoförle bişeyler konuştu bana yer ayıran adam. baktım iş olacak gibi değil herkes otobüse binmiş bavullarını yerleştirmiş ben elimde çanta dışardayım hala. taklaya gelmeden şoförün yanına seyirttim. ben yer ayırtmıştım da bidibidi bayan yanı filan fark etmez ben kucaktada giderim, deyiverdim. benden cesaret alan şoför muavine esti gürledi "yok öyle tek oturmak tek bayanların birinin yanına yerleştirin" dedi. daha önce bayanlara rica edipte olumsuz yanıt alan muavin şofördende tırsıyor peki diyor ama giderken anladım ki tek oturan bayanlar ne dediyse çocuk onlarda da tırsıyor. tekrar gitti hatuna "yan tarafa geçer misiniz" şekli sordu. hatun kişisi "yerimden memnunum" cevabı verdi. ben uzaktan kesiyorum mevzuyu. neyse araba hareket etmeye başladı ben ayaktayım hala.. bu arada benim ayırttığım bileti adapazarından birinin aldığını öğreniyorum daha bi delleniyorum. kadının saçından tutup arabadan aşağı atasım geliyor oysa kadın haklı..

neyse oturuyorum adapaszarında binecek birinin yerine ada ya kadar rahat gidiyorum hatta o ortamda tv de "kutsal damacana" var ona gülüyorum. otobüs ada da durup yolcuları alınca ben yine piç gibi ortada kalıyorum. bayandan yine rica etmeler filan. ben iyice bunalıyorum bu arada (sezercik mode on). kadının hemen arkasındaki aile sağolsun karı koca ayrılıyorlar kadın diğer hatunun yanına geçiyor ben adamın yanında oturuyorum. "yahu madem kadının yanına oturulabiliyor ben niye oturmuyorum?" diye kafa yoruyorum. yanımdaki adam "ne var yani kalksa ölür mü? sanki" gibisinden bişeyler söylüyor. ben hemen gazlamaya başlıyorum adamı. adam coştukça coşuyor nerdeyse kadına türk filmlerindeki gibi "kaltak" diyip tokat atacak. hemen deli kadire dönüşüyor. nedense böyle durumlarda hep benim yanıma bi sofu denk gelir. bu adamda öyle biriydi ing. öğretmeniymiş. zaten tipten bi cemaat havası sezinlerken adam bütün hayatını anlatmaya başlıyor ta ki ben kulaklıklarımı takana kadar.

afyon civarlarında baktım biri dürtüyor sabahın 5i filan. yandaki adam "arkada boşalan yerler var oraya geçebilir misiniz?" diyor. adam iyilik yaptı şimdide sittir git diyor sanki. sezercik moduna girdik ya boynu bükük gidiyorum arka tarafa.

unutmadan tam metin dinlenme tesislerinden ki sakarya da olur kendisi çıkarken bi taksi durduruyor otobüsü. taksiden inen kadınlar adamlar otobüse saldırıyor. bi an deplasman otobüsündeyim hissi oluyor ama bana saldırmıyorlar. otobüste bi kız var hepsi onun üstüne çullanıyor. biri gırtlağına, biri saçına yapışıyor. kız evden kaçıyormuş tam yakalamışlar. otobüste bunu yapan evde neler yapıyordur efenim gel de kaçma..! işte böyle bi otobüse binip kafa dağıtmaya biyerlere gidelim dedik bi ton muhabbet.

bak bak uykuluydum ama şimdi aklıma geldi bi ara otobüs yanlış yola girdi e5te geri döndü filan acaip işler yaptı şoförün kafası güzeldi galiba. bütün sollama yapılmaz tabelalarını sollama yaparken gördüm. işte böyle sayın okuyucu.. hepinize selam eder gözlerinizden öperim.


* noluyor noluyor; müslüm gündüz basıldığındaki efekt :)

27 Eylül 2009

25 Eylül 2009

uyum süreci ayaa





hala uyum süreci ayaana takılmaya devam ediyorum. sevdiğim herşeyi yapıyorum sırayla. dün gece ilk alkolümü içtim.. bira tadı tuhaf geldi. gittim bara sordum tuborgmuş "tamam" dedim hala ayırt edebiliyorum.. izmitliler de takıldık acaip manzarası var bütün körfezi görüyorsun gölcük, değirmendere filan harika. ordan çıkıp hayatımda en ucuz bira içtiğim mekana (0,50 kuruş lise zamanı galiba) gittik. 2 kişiyiz ikimizde askerden yeni gelmişiz. tipler kayık olmalıki hayatımda zom barda ilk kez kapıda dam sorulduğunu gördüm. "ne ayak dam filan" dedik bi tane keltoş dikmişler "buralar hep benim" havasında "ben varken böyle" dedi. bende hafiften matiz olduğumdan "dam olsa niye gelelim boolum" dedim. iyice saçmalayacağımı fark eden arkadaş durumu kurtardı ufaktan yol aldık. sonra pub havasında bi mekana gittik en farklı özelliği yediğin yer fıstıklarının kabuklarını yine yere atman. orda efes vardı hemen fark ettim tadını. ardından arkadaş aradı "eve gelin pıley sıteyşın oynar piiz yaparız" şekli. hemen vodkaları alıp eve gidiyorduk fethiye de polis durdurdu kimlik sorduk. bizden baska kimseyi durdurmuyorlar sorduk niye böyle diye. "o piti piti yaptık siz çıktınız" dedi. bana o piti piti diyen bi adamı zerre ciddiye almam o yüzden fazla uzatmadım baktılar kimliklere yol aldık. ardından sabah kadar piiz ve pıley.. öğlen iş yerinden müdür aradı öyle uyandım. gel diyo adama ne diyeyim akşamdan kalmışım. ona da yol verdim bu sefer başka biri akşama piize gidelim diye aradı. sevenimiz mi çokmuş yoksa çabuk gebertmek için paso takılmaya çağırıyorlar anlamadım. bu gece erken yatacağım demiştim o da iki yazı yazayım diye kaldı..
ha unutmadan geniş aile diye bi dizi başlamış kanal d de (belki epey olmuştur) çok hoşuma gitti acaip makara..

19 Eylül 2009

wi wör solcır


tek sıfatının er olabildiği bi yerdeydim.. askerde anladım bu politikacıları kimin seçtiğini bu gazetecileri kimlerin okuduğunu, bu sanatçıları kimlerin gazladığını.. her önüne gelene "türkiye seninle gurur duyuyor" diye kimlerin bağırdığını çok iyi anladım..

hayatta ellerine geçirebilecekleri en yüksek mevkiye askerde sahip olan insanlar vardı. üst devre? haklısınız askere henüz gitmemiş gençler veya hiç gitmeyecek olan hanımlar bilmez. üst devre dediğin oranın genelkurmay başkanı(!).. en büyük artıları kumandanın ellerinde olması, üzerinde televizyonun durduğu masaya dizleri deyerek televizyon izleme gibi artıları var..

askeriye türkiyenin aynasıymış. bu ülkeyi terk etme sebepleri o kadar arttı ki.. askerlik anıları hiç bitmez derlerdi. ben hep sallıyorlar diye düşünürdüm ama öyle değilmiş artık ne anlatsalar inanırım.

bayramda bol bol tatlı yiyin. öyle uzmanların görüşünü dinleyeyim filan yok. çünkü hemen çıkarlar haber bültenlerine tatlıya dikkat edin diye. onlar tatlıcılara düşman olduklarından öyle diyorlar. yiyin gari..!! ben 2 gündür yiyorum hala doyamadım..

"varsın ölüm senden gelsin be gülüm biz onu şerbet der içeriz!!"


el öpmeye gelen ufaklıkları sevindirin. hatta varsa çoluk çocuk, kuzen, ana, bacı, gardaş artık kimse bi lunapark a gitseniz aso olur..

16 Eylül 2009

Sivil Hayata Uyum Süreci

merhabayın ağalar..

nasıl diyorduk ya?!! erman'ın dediği; "hanzoya hayatı yeniden öğretir gibi.." bugün kutsal topraklara geldim.. beni bekleyin anacım..