
bana sürekli tokalardan, takılardan, makyaj malzemelerinden filan bahseden bi kız arkadaşım yok iyi ki. öyle bir mevzuya bulaşmış arkadaşım var. çocuk 4-4-2 diyor, kız balyaj yaptırsam nasıl olur? diyor. çocuk sokaklarda gezmeyi, parklarda dolaşmayı seviyor. kız, şaşalı (çok süper laf) restoranları, kafeleri terch ediyor.
çocuk çok seviyor, kız da..
aşk şıp sevdi sakızlarındaki gibimiymiş neymiş?
bu ne yaman çelişkiymuş anacum..
5 yorum:
Belli ki çocuk 'girlie girl' diye tabir edebileceğimiz kız tipini seviyor; kız da keza bunun erkek versiyonunu beğeniyor.
Sen niye rahatsız oldun ki şimdi?
Biri restorana, biri parka gitmek falan istiyor da, o zaman mı maraz çıkıyor?
P.S: 4-4-2 erkek dergisi, biliyorum. :)
ben kendimi çocuğun yerine koymaya çalıştım. o gelip bana anlatınca bende size anlatayım dedim.
4-4-2 :)
ama araba ne güzel dimi. :)
Çocuk mutlu yaa, karıştırma ortalığı. :)
Müge ve araba ilişkisini ise şöyle anlatayım: Babam geçenlerde araba aldı; bana da göstermeye çalışıyor. 10 metre öteden arabayı gördüm, 'Tamam baba, gider bakarım bi ara.' dedim. İstanbul'a dönerken farkettim ki, ben o arabanın yanına bile gitmedim aradan geçen süre o 10 gün zarfında. Tek bildiğim kırmızı olduğu. Markasını-modelini falan kesin söylemiştir ama bittabi hatırlamıyorum.
Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası romanını ise hiç okumadım, zira anlayabilmem mümkün değil. :))
o kitabı ev arkadaşım okumaya çalışıyordu. bi gün bende aldım elime; "himm yaklaşık 5 sayfa oldu ama bir şey anlamadım. ama güzel kitap olmalı. bide anlasak" diye düşündüm :)
babanda suç hiç söylemeseymiş. senin sormanı bekleseymiş dimi.
çocuk mutlu ama ben değilim. dövücem iti. sevgilisiyle takılıp duruyor.sinemaya bile gelmiyor benimle :)
Yorum Gönder