7 Kasım 2009

gülü susuz seni aşksız bırakmam



askerden geldiğimden beri hiç görüşmemiştik, oturup sohbet ettik, yemek yedik. genelde hızlı yerim ama bu sefer askerlik anılarını anlatırken buldum kendimi, yemeğimi bile yiyemedim. Onlar da anlat anlat nefes filmine benziyor mu askerlik diyerek meraklı gözlerle bakıyorlardı.
Şarap evi diye biyer var İzmitte, epeydir duyuyordum adını, oraya gidelim mi dediklerinde hemen atladım, gittik. Mekan eski bi bina anlatılana göre eskiden değirmenmiş. Tavanı epey yüksek, şimdiki apartman daireleri gibi ufacık değil. Eski evler çok güzelmiş bu yönden. Mesela köyde dedemlerin bi evi var, o arsaya evi müteahhit yapmış olsa 8daire çıkartır. Evde 3 banyo ve tuvalet var mesela. Bizimkiler biraz abartmışlar tabi. Apartman dairelerine bakınca mutfakları çok küçük olur ve evde en sinir olduğum şeydir küçücük mutfak. Mutfakta yemek yemeyi bırak, yapman bile zor. Hele o mutfak tezgahları yok mu, yemek yapama diye yapılmış. Nerde mantı açsın yeni nesil apartman çocukları..
Dönelim yine şarap evine. Arkadaşın dizüstü bilgisayarını göstererek, garson çocuk; alayım isterseniz dedi. Bi sandalye çekip onun üstüne koyalım dedik yok müşteri gelecek dedi. Bizden baksa 2 masa var dolu olan toplamda 15civarı masa var. Ne olacakta dolacak burası derken içlerinde zayıf Mustafa kandıralı olan 4 kişi ellerinde ut, darbuka, klarnet, tef filan geldiler. Evet biz şaşırdık bilmediğimizden ama canlı müzik varmış mekanda. Klarnet sesini çok severim, amcalar sigara molası verdiğinde klarnetçi masamıza gelerek, kusura bakmayın başınızı şişirdik dedi. Olur mu ağzınıza sağlık diyerekten inip beraber sigara içtik. Sonra amca bizim masaya baka baka ne üfledi gırnatayı..

Gülü susuz seni aşksız bırakmam çaldıktan sonra hadi biraz oynayalım dediler ve şappi şappi rinaa rinaa moduna girdiler. Millet kalktı oynamaya başladı, henüz o kıvama gelmediğimden biraz daha içtim ama dayı masaya yapışıp klarneti kulağımın içine soktu çaldı durdu. En ayar olduğum olayda olsa, bu müziğin hastasıyım..

ekleme: başlıkla alakası yok ama dinlenir azizim http://fizy.com/s/102y3a

3 yorum:

Puffy dedi ki...

Pintilik etmeseydin,sıkıştırsaydın bi yirmilik,adam gibi üflerdi.

Bir keresinde sarhoş kafa,klarnete 100 lira sokuşturduğumu değil ama,hafiften ayılınca fellik fellik mekanda klarnetçiyi aradığımı hatırlarım.

Terbiyesiz anlamış olacak ki kazara yaptığımı,uğramadı bir daha masaya,yoksa yanımdan ayrılmaması gerekirdi :)

Adsız dedi ki...

Klarnetçiler sinsi insanlar kardeşim. Yazın bir gece Kafası Karışık Gökhan'ın doğumgününde dansederken Puffy bana 20'şerden 40 TL basmıştı. Ben de durduk yere 40 TL'm olduğu için çok sevinmiştim. (Keşke 100 bassaymış, bir dahakine aklımda olsun, çok içireyim kendisine.) Fakat Puffy'nin bastığı paraları gören klarnetçiler gelip hep kulağıma çaldılar. Ben de niye böyle yapıyorlar diyorum, meğer raconmuş. Paralarım bunlara gitti o gece.

Yazın içimde rakı sofrasına oturma isteği uyandırdı bir anda. Akşam bir kadeh olsun içeyim bari.

Dobrowski dedi ki...

o dayıya pintilik edilir mi. bazen terso oluyorduk yapışıyorlardı yoksa dayıda problem yok bazen bizde oluyordu :)

ben sağlam oynarım bak hele sağlam içersem o zaman bende para isterim banada yapıştırırsın :))
hafta sonu içmeden olmuyor efem. bu gecede sahile gideriz hava güzel ortam güzel. az önce tiyatrodan gelmiş ve kültüre boğulmuş durumdayım birazda sahil ve alkol kültürüne akalım.