14 Mayıs 2010

durmak yol köleliğe devam


aleksmiş admamın adı. rusyadan gele gele aleks mi geldi lan dedim arkadaşa. ivan filan bekliyordum ben. bizim bildiğimiz aleksler brezilyalı oluyor ne kadar aleks biliyorsun dersen futbolcu filan sayarım o kadar yani. ancak rus dedin mi aklıma hep ivan gelir. hani rakide psikopat sarışın bi rus vardı. apollonun eline vermişti filan. insan azmanı bişey, hah işte kafamdaki rus profili odur. bu adam kel kafalı, hababamdaki mahmut hocaya benzeyen zayıf kısa boylu bi adamdı. benim projesini çizdiğim makinayı satın almış olmasından dolayı benimle tanıştırdılar. arkası adam dönüp dolaşıp benim monitöre bakıyor, ne çiziyorum diye. bu benim makina mı diye soruyor. yapılan sözleşmeye göre çoktan teslim etmemiz gereken makinanın projesinin tamamını teslim edememiş ben adamı geçiştirip gazlıyorum. on nomero makina olacak aleks ağabey manasında laflar ediyorum. ağzının suyu akıyor deyyusun. Erman Toroğlunun reklamda dediği otomosyonun otomasyon olanını yapalım sana diyorum, işçi parasından kurtulursun hesabı, rus kadınlarının maliyeti daha az diyip sırıtıyor. senin seçimin dostum lanet olsun diyerekten kapatıyorum mevzuyu. 10 dakika sonra yine gelip monitöre bakıyor ben o sırada maillere bakıyorum, bişeyler soruyor, sokarım sana da makinana da diyesim geliyor nasıl denir gavur dilinde keştiremiyorun lanet olsun diye alt yazı geçiyorum kendime.. yarın sabah 8:30dan akşam 10a kadar bilgisayara bakacağım gecede moron kale iki bira içer sızarım.
böyle işte bu sıralar.

Hiç yorum yok: