26 Ekim 2011

maratonda omuz omuza veriyor gibi yaşadık hayatı



Artık karıştırmaya başladım araç hangisiydi, amaç hangisiydi. Birey olamamıştık zaten, ona rağmen bireysel düşünebiliyorduk. Belkide birey olamadığımızdan dedik.. biz başkalarının hayatını yaşıyormuşuz, keşke demeseydin.

Bunları düşünürken dilenci yapıştı, 1 lira istiyor çok değil. Biz neleri feda etmiştik oysa mutlu olabilmek için. Bir tek dilenciler yaklaşır olmuştu artık, mecbur kalanlar yani. kimseyle sohbet etmeyen, aksi huysuz ihtiyarlar gibi olmuşuz. Bir koku var, gırtlakta bir yanma, bacalardan çıkan dumanlar çok önemli değil. 5 dakika sürüyor nasıl olsa. Frodo Baggins yüzüğü Dilovası’na kadar getirir nasılsa. Getirse bile o yüzüğü çaldırma ihtimali çok yüksek buralarda. Resul Balay’da aynı pislik içinde yitip gitti. Görmezden geliyorduk sadece, biri bizi dürtene kadar.

Hazlar değişiyor muydu yoksa tamamen yitip gidiyor muydu? Neydi ulan bu boğazımdaki yutkunamadığım şey. Tedaviye cevap veremiyorum galiba sorun bende.

13 Ekim 2011

olaylar olaylar


akşam saati aradı arkadaş; olm sen anlarsın böyle şeylerden, atmden para çekiyordum, parayı alana kadar banka parayı geri aldı, içine çekti. ne yapıcam ben şimdi?
bilişim dehası olduğum için filan değil, böyle gudubetlikler beni bulduğundan başıma gelmiştir diye aramış. kapatırkende genç veremliler dedi.

****


Kırtasiyeye fotokopi çektirmeye girdim, hani şu eski mahalle kırtasiyesi, sigara içmekten bıyığı sararmış bir emekli amca, 2 kimlik fotokopisini çekmesi 5 dakika filan aldı. o vakitte etraftaki kitap defter filan baktım bende. vakit geçmedi bi türlü, ajandalar ne kadar? diye sordum, sanki ilgileniyormuş gibi. maksat vakit geçsin laf olsundu. fiyatları üzerinde yazıyor dedi. ulan o kadar bakmadımki ben. ardından bir genç içeri girip zerre dinlemediğimden neresi olduğunu bilmediğim bir yerin adresini sordu amcaya, çocuğa güzelce tarif etti, buradan aşağı doğru git hemen sağda dedi, o kadar yani düz gidip sağına baktığında görecek. Genç adam benim kırtasiyeci amcaya bir soru daha sordu: kaç metre yürücem yani kaç metre sonra görürüm? kıratsiyeci amca: 112.5 metre kadar sürer. çocuk eyvallah dedi çıktı gitti, amcayla gözgöze geldik bıyık altından gülüp fotokopileri uzattı. (ajanda bir şey değil. ne mallarla uğraşıyorum ben bakışıydı bu)



ayrıca yıl olmuş 2011, hala kırtasiyeci amca mı kaldı ya.