26 Ekim 2011

maratonda omuz omuza veriyor gibi yaşadık hayatı



Artık karıştırmaya başladım araç hangisiydi, amaç hangisiydi. Birey olamamıştık zaten, ona rağmen bireysel düşünebiliyorduk. Belkide birey olamadığımızdan dedik.. biz başkalarının hayatını yaşıyormuşuz, keşke demeseydin.

Bunları düşünürken dilenci yapıştı, 1 lira istiyor çok değil. Biz neleri feda etmiştik oysa mutlu olabilmek için. Bir tek dilenciler yaklaşır olmuştu artık, mecbur kalanlar yani. kimseyle sohbet etmeyen, aksi huysuz ihtiyarlar gibi olmuşuz. Bir koku var, gırtlakta bir yanma, bacalardan çıkan dumanlar çok önemli değil. 5 dakika sürüyor nasıl olsa. Frodo Baggins yüzüğü Dilovası’na kadar getirir nasılsa. Getirse bile o yüzüğü çaldırma ihtimali çok yüksek buralarda. Resul Balay’da aynı pislik içinde yitip gitti. Görmezden geliyorduk sadece, biri bizi dürtene kadar.

Hazlar değişiyor muydu yoksa tamamen yitip gidiyor muydu? Neydi ulan bu boğazımdaki yutkunamadığım şey. Tedaviye cevap veremiyorum galiba sorun bende.

Hiç yorum yok: